Deli Kuyuya Taş Attı Yine
20.05.2010 Hafızanızı zorlayın. Ne zaman Fenerbahçe ağır travma yaşadı da, ardından
ülkede spor gündemini sarsacak iddialarla ortaya çıkmadı. Hiçbir şey
bulamasalar “istifa” diyorlardı.
Hafızanızı zorlayın. Ne zaman Fenerbahçe ağır travma yaşadı da, ardından ülkede spor gündemini sarsacak iddialarla ortaya çıkmadı. Hiçbir şey bulamasalar “istifa” diyorlardı.
Bu sefer bir şeyler bulmuşlar! İstifa sözü daha sonra kullanılmak üzere rafa kalktı.
Melih Gökçek ile Ankaragücü, Kaleci Rüştü ile Beşiktaş hedefe kondu.
Aslında söylediklerinde doğruluk payı vardı peki acaba son maçta kaleyi bir defa daha görebilseler, o zaman bu basın toplantısı böyle olacak mıydı?
Aziz Yıldırım her seferinde yaptığını yapıyor yine. Basın da, muhatapları da her seferinde yaptıklarını yapıyor, bu iddialara yanıt veriyorlar. Açıkçası günlerdir bekledim bu keyifli basın toplantısını. Kulübün avukatı Şekip Mosturoğlu ile ikisinin yaptığı toplantılara kızmak yerine, keyiflenmeyi seçiyorum çoktandır. Koca koca adamların düştükleri çocukça haller beni keyiflendiriyor. Bir de demezler mi “En Büyük değil Tek Büyüğüz” diye.
Gel de gülme.
Güldük yine.
İşin daha da komiği basının da bu oyunda rol alması. Lig bitmiş, tansiyon düşmüş ve spor sayfaları büyük bir hevesle makyajlanmış transfer haberlerini bekliyor. İşte bu aradaki önemli boşluğu da doldurdu Aziz Yıldırım. Kuyuya taşı attı. Attı ama artık akıllılar uğraşmıyor bu taşla. Uğraşanlar taşı atanlarla aynı sıfatı taşıyanlar.
Sonu kursakta kalan 2 dakikalık coşku hepimize mutlu anlar yaşattı. Şampiyonluk taklidi yapan Fenerbahçeliler’e güldük ama açıkçası o arada bile yüzlerini gösterdikleri bir an oldu.
Kadıköy’de timsah yürüyüşü yapan Güney Afrika Halk Oyunları Ekibi’ne güldük ama o vesileyle bu fotoğrafın altında yatan gerçekleri de es geçmemek lazım. Nedir o?
Şampiyon oldukları serabını gören Fenerbahçeliler’den bir grup, kendi başarısını kutlamadan “yine” rakibe sarkıntılık etmeye kalkıştı. Rakip ezeli rakiplerinden biri değildi ve mertçe bir yarış ortaya koymuştu. Sonuçta kaybedebilirdi de. Bursa bu yarışı kaybetseydi, dalga geçilmeyi mi hak etmişti? Daha ilk kez şampiyonluk yarışı yaptıkları Bursa’dan hınç almaya kalkmak da ne demekti?
Bunun adına Aziz Yıldırım “Tek Büyük”lük diyor.
Ben ne diyorum biliyor musunuz?
Görmemişlik.
17 tane şampiyonluğunuz var ama hala daha bunların birini bile içinize sindirememişsiniz. Görmemişsiniz.
Futbolcu menajerleri ellerini ovuşturmaya başladı şimdiden. Kızgın demir gibi bilenmiş Aziz Yıldırım ve ekibi bu sene fütursuzca para saçacaklar gene, bu belli. Onlar da ellerinde kalan futbolcuları “kakalamaya” başlayacaklar Fener’e. Galatasaray durur mu?
Dedim ya, menajerler için muazzam bir yıl bu transfer dönemi.
Bursaspor tarihinde görmediği bir meblağ indirdi kasasına. Fenerbahçe hiddetlendi, Galatasaray rezaletten kurtulmak için olanca gücüyle bastırıyor, Beşiktaş’ta ise borçlandırma uzmanı Demirören var. Umuyorum ki Trabzonspor bu tablonun tersine bir yön alır kendine.
Şenol Güneş’in beyanatları da bunun için umutlandırıyor beni.
Velhasıl, lig bitti. Transfer harekâtları başlayacak az sonra. Allah’tan dünya kupası var da, yemek öncesi içilen bir bardak su gibi biraz iştahını köreltecek bu kulüplerin.
Karizmalı, moda ikonu, keskin bakışlı, yüksek ahlaklı, bıyık düşkünü, futbol alimi hocamız keşke Şenol Güneş’in yapabildiğini yapsaydı da biz de bu yazı Aziz Yıldırım’ı dinlemek yerine, Dünya Kupası heyecanıyla geçirseydik.
Kızmayın canım! Ben sizi hiç dövdüm mü?
Yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.
Tunga LİMAN
tliman@bordomavi.net
Etiketler: