Yayla Çocukları Kazanacak
08.06.2020
Özlemle beklediğimiz, evlere kapandığımız dönemde belki de bu sebeple yokluğunu daha çok hissettiğimiz futbol geri dönüyor.
Özlemle beklediğimiz, evlere kapandığımız dönemde belki de bu sebeple yokluğunu daha çok hissettiğimiz futbol geri dönüyor. Bildiğimiz üzere ligimiz 26. haftasında alınan önlemler gereği seyircisiz oynandı ve daha sonrasında lige ara verilmek zorunda kalındı. Yaklaşık olarak 3 aydır da bu ara devam ediyordu ve sonunda o gün geldi. Ligler iptal edilsin Avrupa’ya son 5 yılın en çok puan alanı gitsin, teknik direktörü Adanalı olan gitsin gibi pek çok önerilerin saçmalığını yaşadığımız bu 3 aydan sonra ligler başlıyor!
Mart ayında lige verilirken lider durumdaydık. Son maçta evimizde Başakşehir ile iyi oynadığımız maçta berabere kalmış ve birinci sırayı korumuştuk. Aslına bakılırsa son maçlarda sakatlıklarımızın da etkisi ile sıkıntılar yaşamaya başlamıştık. Abdülkadir ve Ekuban’ın tam anlamıyla hazır olmaması, Sorloth ve Ndiaye’nin sakatlıkları, ayrıca bazı oyuncularımızdaki form düşüklüğü oyunumuzu kötü etkilemişti. Lige verilen bu arada takımımız çalışmaya en erken başlayan, söylenenlere kulak asmadan işini yapan takımlar arasında yer aldı. Sakatlarımız iyileşti. O dönem yeni sahaya çıkan oyuncularımız da tam anlamıyla hazır hale geldi. Tüm bunlar ışığında takımımız lige hazır giriyor diyebiliriz.
Ligimizin yeniden başladığı bu günlerde aslında sadece taktik-teknik olarak konuşmak yetmeyecek. Yeni bir lig gibi düşünebileceğimiz bu 8 haftada yapılmayacak oyunun kalmayacağını son zamanlarda iyiden iyiye hissetmeye başlamışızdır eminim.
Önce yalan transfer haberleri ile başladı süreç. Bizim de transfer yapmasını beklediğimiz ve izlendiklerini bildiğimiz oyuncularımız hakkında uydurma transfer haberleri yapıldı. Peşinden Sorloth’un sözleşme durumu gündem oldu. Bu konu kapanmadan Pereira, Novak ve Sosa’nın sözleşme durumları üzerinden polemik yaratıldı. Hatta Novak’ın başka takımlarca transfer edildiği yazıldı çizildi. Bu da yetmedi zaten kiralık olarak takımımıza katılan Ndiaye’nin sene sonu ayrılacağı haberleri yapıldı. Bizim zaten Ocak ayından beri bildiğimiz bir şeyi kargaşa yaratmak amacıyla piyasaya sürdüler. En sonunda hakikaten artık bu kadar da olmaz diyeceğimiz Avrupa’dan men cezası geldi. Bu men cezasının haklılık tarafı veya kaldırılıp kaldırılamayacağı ayrı bir tarafa, cezanın maçların başlamasına 1 hafta kala açıklanmasının manidarlığı aşikar. Ayrıca bu haberin futbolcularımızın moralini yerle bir ettiği de söylendi, üstelik eski bir kulüp çalışanı tarafından. Artık tamam herhalde derken, bizim tamamen şampiyonluğa odaklanmamızı sanki birileri istemiyormuş gibi eski sezonlar hakkında neden kulübümüzün açıklama yapmadığı konuşulur oldu. Bütün bunlar 1 ay içerisinde olurken daha öncesinde de kulübümüzün sezonun tescili için baskı yapıyor gibi iftiralar da atılmıştı.
Hedefin ana odağında bizim olduğumuz kesin ancak yarışta olan başka kulüpler hakkında da gereksiz haberler yapıldı. Peki bütün bunlar kimin işine geliyor? Bunu çok da iyi düşünmeye gerek yok. Ne olduğu açıkça ortada.
Günün sonunda maç haftasına girildi. Takımımızın sahaya son derece hazır olduğunu biliyoruz. Moraller yüksek. Ancak bilmediğimiz bir şey var, o da daha ne kadar sinir uçlarımıza basılacağı. Eğer mutlu sonu hedefliyorsak sadece sahada savaşmayacağız. Belli ki saha dışında da büyük bir savaş vereceğiz. Ancak bu sefer hata yapma lüksümüz yok. Bu savaşı belki de hiçbir şeye aldırış etmeden vereceğiz. Gülüp geçeceğiz. Veya başka, ama akıllıca şeyler yapmamız gerekecek. Ancak ne olursa olsun sonunda da mutlaka kazanan biz olacağız.
Kaptan Sosa, hocamız Hüseyin Cimşir, Sorloth’undan Kerem Baykuş’una bütün futbolcularımız, başkan ve yönetim kurulu... 8 hafta koşulsuz yanlarındayız. Biz biriz. İnanıyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar sonunda yayla çocukları kazanacak ve 8. şampiyonluk gelecek.
Etiketler: