Yusuflar ve dansözler
26.04.2019 Karanlığı dağıtıp, dünyayı aydınlatacak tek güç adalet rüzgârıdır. Skorlar, yenilen veya atılan goller futbol baharının nergisleri, dikenleri, papatyalarıdır. Her gol bir çiçek, her galibiyet bir bahardır taraftarın gözünde.
Futbolun zemherisi, sporun ölümü kötü futbol değildir. Yenilmek, küme düşmek hiç değildir. Futbolun ölümü adaletsizliktir. Şikeyle iş görmektir. Hakemlerin gördüğünü çalmaması, kurulların yanlış kararlara arka çıkmasıdır. Skora, mağlubiyete tahammül kolay, adaletsizliğe, hırsızlığa zordur, imkânsızdır.
Bahar gümbür gümbür geldi. Vişneler, erikler, elmalar çiçeklerini çoktan açtı ve döktü. Tomurcuklar patladı. Dallar, bahçeler yemyeşil oldu.
Şimdi kendimizi bahara, gözleri kamaştıran bordo mavi ışığa, çarpıntıya bırakmanın zamanı.
Kem gözlerde ve fitne yüreklerde ki karanlığı yırtmanın, dirilişimizi perçinleyip hayallerimizi yeniden ayağa kaldırmanın zamanı.
Bu akşam, gelecek seneye esaslı bir başlangıç için futbolcusundan, bordo mavi yüreklere kadar herkesin moralleri fulleme zamanı.
Mavi gökyüzünün altında türkü gibi, kemençeden yayılan kıvrak bir ezgi gibi oynayın futbolunuzu. Her pas, her şut, güzelliğe sunulan çiçek gibi, karanlığa, yanlışa sıkılan yumruk gibi olsun.   
Dua edelim, dostluk, doğruluk ve hakikate âşık ruhlar kazansın bu akşam. Sahtekarlıktan, karanlıktan, hileden medet umanlar değil. Centilmence, kora kor, dişe diş bir mücadele olsun sahada. Yenilen yeneni alkışlasın, galip mağlubu teselli etsin.
Trabzonspor’dan görecekleri tek şey, sağlam ve klâs duruş olacaktır. Görüp görebilecekleri budur skora odaklanmadan, şiir gibi, kolbastı gibi bir futbol, helâl puanlar için akıtılan ter.
Gerisi Allah kerim.
Yusuf duruşuÖzgürlüğü ve doğruluğu bayrak yapmış, kargaşa gözleyenlere, kavgaya, dalavereye zırnık koklatmayan denizin, dağların, mavinin, hamsinin yarenleri.
Galatasaray’la, İstanbul da yaptığımız maçta,  Yusuf’un, kaleci Arda'yla, sahanın içinde ki duruşu, bu senenin yeşil sahalarda ki en güzel, en delikanlı fotoğrafıdır.
Elbette hatırladınız o duruşu…
Dokuz kusurlu hareketten hiçbirinin yakınından bile geçmemişken, alın terini gaspa, yüz binlerce taraftarın umudunu karartmaya çalan düdükten sonraki duruş. Kalitenin, hakikatin hiçbir zaman, hele ki “düttürüyle”, VAR’la asla örtülemeyeceğini ilan eden duruştur o.
Yusuf, o tek fotoğrafla, saralı, şizofren ve tarafgir salvoları, estetik, jilet gibi keskin duruşla alt etti.
Şimdi buradan ilan edelim: Bundan sonra futbolda iki duruş vardır. Bir Yusuf duruşu olacak, bir de kıvıran, sarsak, hırsız, sahtekâr duruşu.
Kim Yusuf’tur, kim dansöz, sahtekâr kolayca anlayabileceğiz.
Öfkemizde ve intikamımızda bile delikanlı duruşumuz değişmeyecek.
Şarlatanlık, hırsızlık, ayak oyunları onların, şaşmaz doğruluk, hak eden kazansın tavrı bizim olsun.
En büyük güç doğruluk, en büyük direnç sabır ve tevekküldür.
Sabır ve tevekkül, pes etmeden, bildiğin, inandığın doğrular için bir ömür savaşmanın formüle edilmiş halidir. Bizim formülümüz de bellidir: Sabırla, yılmadan ve asla doğrudan ayrılmadan mücadele etmek.
 
BMN Forum üyelerimizden Kasım Tiryaki yazdı...
Etiketler: yusuf yazıcı, trabzonspor