Trabzonspor'un Şota'sı
04.07.2015 Uğur Sadıkoğlu yazdı...
Trabzonspor'da başarının anahtarı olarak savunduğum sabır-istikrar-devamlılık tezine bir nevi ekleme yaparcasına işin içine birazda duygusallık katarak yeni sezon öncesi ufak tefek birşeyler karalamak istedim..
Yönetilemeyişin artık kulübün iç ve dış tüm dinamiklerini esir aldığı Trabzonspor'da saatler öncesinde bir adam kulübün başına getirildi.. İlk defa sosyal medyada ve yüz yüze konuşma imkanı bulduğum Trabzonsporlularda kesinlikle benide bu zümreye katarak konuşuyorum ciddi bir karamsarlık havası mevcut. Takımın başına yeni bir hoca getirilmiş yeni umutlar yeni ışık vesaire Trabzonspor taraftarı artık yeni sezondan umudunu daha kampın startının verildiği ilk anlarda yitirmiş bir vaziyette.. Haksızlar mı? Kesinlikle değiller. Trabzonspor'u bir bütün olarak ele alıp sportif ve ahlaki açıdan adalet terazisine koyduğumuzda kantarın ne tarafında ağırlığın birikeceğini hepiniz tahmin ediyorsunuzdur. Bu plansız hareketlerin, atılan onur kırıcı adımların detayına girip fazla can sıkmadan kendiside ne kadar bu tabirden rahatsız olsada çiçeği burnunda teknik direktörümüz Şota Arveladze hakkında bir iki kelam edelim...
90 yıllarda benim gibi çocukluğunu yaşayan herkes için Trabzonspor denildiğinde akla gelen sayılı isimlerdendir Şota. Mahalle aralarında top oynarken okulda sporcu kartlarıyla arkadaşlar arasında havalar atılırken Trabzonsporluların en popüler ismi olmuş ve hem hafızalarda hem yüreklerde kocaman bir yer edinen nesilden nesile aktarılan bir Trabzonspor efsanesidir Şota Arveladze. Türkiye'ye alışıklığının yanı sıra espirili ve renkli kişiliğiylede tüm spor kamuoyunun beğenisini toplamış centilmen ve beyefendi bir spor adamı olarak kendisini Türk spor tarihinin sayfalarına unutulmamak üzere kazımıştır çoktan... Ancak bu sefer durumun öyle neşeli ve esprili bir tarafı yoktur zira Trabzonspor ağır bir hasta gibidir yılların ardı ardına bindiği taraftarın kahır dönemlerinin artık bitmesini istediği bir anda çok ağır bir yük Şota'nın omuzlarına binmiştir. Hocanın ne yapıp yapmayacağından ziyade bir taraftar olarak kesinlikle her koşulda hem sporcu kimliği hemde insani kişiliğiyle desteklenmesi gereken bir teknik adama sahip olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Evet Şota geçmişinde kariyerli takımlar çalıştırmamış veya elle tutulur bir başarı elde edememiş olabilir ancak teknik beceresi ve kabiliyeti son derece yüksek olan teknik adamların yanında eğitim görmüş oyunculuk kariyerinden sonra bazı profesyoneller gibi tabiri caizse yatış pozisyonuna geçmemiştir.
Hocanın takımın başında fotoğraflarını görünce duygulanmamak elde değil. Dile kolay nostaljik bir kariyer var keskin bakışlı kavruk suratlı gürcü teninde.. Trabzonspor'un kendisi var.. Övündüğümüz koca bir çınar diye nitelediğimiz Trabzonspor tarihinin bir yaprağı var Trabzonspor'un başında.. Her ne kadar içinde bulunduğumuz durum pesimistik bir hal almış olsa dahi ben Şota'nın kalbinin kırılmasını bir Trabzonsporlu olarak asla ama asla istemiyorum. Üzerimize düşeni yapalım ve yanlışlar silsilesinin sonunda yeşil sahada canını dişine takarak Trabzonspor adına birşeyler yapma hedefi olan Şota'ya bizlere yansıttığı o sıcacık enerjiyi bir nebze olsun bizlerde aynı şekilde yansıtmaya çalışalım..
Takım olarak başarının doruklarına çıktığımız ve futbolculuğunun yanı sıra teknik adam olarakta Şota'nın hizmet ettiği bir Trabzonspor izlemek çocuklarımıza seni daha heyecanlı şekilde anlatmak dileğiyle tekrar hoşgeldin hocam.
Etiketler: