15.12.2012 Paranın alın terini alt edemediği günlerdi… Karadeniz’in nefes, doğasının heves, insanının yürek verdiği Trabzonspor, alın teriyle ıslattı parayı…
Paranın alın terini alt edemediği günlerdi… Karadeniz’in nefes, doğasının heves, insanının yürek verdiği Trabzonspor, alın teriyle ıslattı parayı… Eridi gitti… Yıkıldı yitti… Kaybolup gitti “güçler”… *** Alın terinin parayı yendiği günlerde Trabzonspor güneşi yükseldi göklerde… Karadeniz’i gibi coşkun, doğası gibi pak, insanı gibi mertti yaşattıkları… Büyüdü… Büyüdü… “…kirlendi dünya…” *** Ve artık, ki ne yazık, Alın terinin, paraya boyun eğdiği günler bugünler… Bileğin dermansız, emeğin faydasız, yüreğin harsız kaldığı, Ortalığı arsız ve hırsızın sardığı günler… Bugünler, kaybedişlerimize sevindiğimiz, Mağlubiyetlerle övündüğümüz günler… *** Zira başarının pislikle süslendiği bugünlerde, Çeyrek asırlık özlemlerin sebepleri bir bir dökülüyor önümüze… Lekeli kupaların elden ele gezdiği bugünlerde, hasretlerin asaleti parıldıyor ağır ağır… *** “Biz büyüdük ve kirlendi dünya…” *** Büyürken alışamadık, ayak uyduramadık… Ne mutlu… Ne mutludur ki kaydık, düştük, yaralandık belki… Ama bu dünyayla uyuşamadık, uyuşamazdık… *** Sevinin… Sevinin ki bu kirli yarışlarda, alnımızın akıyla “kaybettik!” *** 3 Temmuz’dan bir ay sonra, Trabzonspor’un 44. kuruluş yıldönümünü bu sözlerle kutlamıştım. 1461 Trabzon’un alın teriyle parayı yenerek eskileri hatırlattığı o muhteşem günün ardından sizlerle yeniden paylaşmak istedim. Hissettiğim mutluluğu tarif etmek imkânsız… Teşekkürler Mustafa Reşit hoca, teşekkürler çocuklar… Bu kirli dünyada, içimize ümit aşıladığınız için, çok teşekkürler…