Sayın Başkan,

TRABZONSPOR Medical Park Yönetim Kurulu Başkanı olduğunuz için bu mektubu size yazıyorum. FIBA resmi sitesinde takımın adı "TS Medical Park", Atomerömü ile oynadığımız karşılaşmanın resmi anlatımında takımın kısaltması "MED" olarak yazılsa da, Trabzonspor armasının varlığı bizi takımla ilgili gelişmelerde kaygılandırmaya yetiyor. Yani sadece "Medical Park Spor" ismiyle mücadele etseydiniz bu mektuba gerek duymazdım.

Dün akşam (Salı) katıldığınız Pota Arkası programında sizi seyredene kadar şahsınızdan ve icraatlarınızdan umutluydum. Lakin açıklamalarınızla büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Bu hissi yaşayan tek Trabzonsporlu basketbolsever olmadığıma da eminim. O nedenle, benimle birlikte benzer duygu ve düşüncelere sahip Trabzonsporlu basketbolseverlerin imzaları olduğunu varsayın bu satırların altında.

Öncelikle size kendimi kısaca tanıtayım. Ben de sizin gibi mühendislik eğitimi aldım. Sayılara oldukça önem veririm. Sizinkiyle kıyaslanamasa da yöneticilik deneyimim var. Basketbol takımımızın profesyonel liglerde yer aldığı 2008'den bugüne dek Antalya, Edirne, Bandırma, İstanbul, Trabzon demeden peşinden gitmişliğimi de eklemek isterim. Sanırım sizin tabirinizle "klavye silahşörü" olmadığıma ikna olmuşsunuzdur. Muhatap kabul ederseniz, Trabzonsporlu basketbolseverler adına şu konularda bizleri aydınlatmanızı bekliyorum:

1) Dünkü canlı yayında Trabzon'da taraftar sayısının arttığını göstermek için bazı sayılardan bahsettiniz ve "Geçen sene maçlarımıza ortalama 1070 seyirci geldi" dediniz. Bunu yönetiminizin başarısı gibi gösterdiniz.

Sayın Hopikoğlu,

O ki mühendissiniz ve sayılarla analiz yöntemini tercih ediyorsunuz bir önceki BEKO Basketbol Ligi Sezonumuz'da ortalama seyirci sayımızın 1362 olması gerçeğine karşı tepkinizi merak ediyorum.

Sayıların gösterdiği şekilde, ortalama 1362 seyirciden 1070 seyirciye düşüş nasıl başarı olarak gösterilir?

http://www.basketdergisi.com/rekabet...i-getirdi.html

2) Hasan Özmeriç Hoca'nın görevden ayrılmasına dair detaylı bilgiler verdiniz. Göreve geldikten sonra takımı hazırlamak için on yedi iş günü gibi kısıtlı bir süreniz olduğunuzdan yakındınız. Ancak Hasan Hoca'nın görevi bıraktığını duyurduğunuz basın açıklamasında "camiamızın vefa geleneğine uygun hareket ederek Beko Basketbol Ligi’nde yine Sayın Hasan Özmeriç ile devam etme kararı verdik." denilmişti. 

Sayın Hopikoğlu,

Her ne kadar "vefa" ile hareket ettiğinizi vurgulasanız da, dün akşamki açıklamalarınızdan anladığımız "kısıtlı süre dolayısıyla mecburiyetten Hasan Hoca ile devam edildiği" yönündeydi. Şimdi, bu bir çelişki değil mi?

Ayrıca, Hasan Hoca ile devam etmeden önce bir başka baş antrenör Orhun Ene ile görüştüğünüz basına yansımıştı ve yalanlanmamıştı. O ki "vefa" sizin için en önemli kriterdi, neden sözleşmeli hocanıza rağmen bir başkasına iş teklif ettiniz? 

http://www.trabzonsporbasket.com/Hab...MUOYUNA-DUYURU

http://www.basketfaul.com/makale/245...kkur-etti.html

3) Geçtiğimiz hafta sözleşmesini feshettiğiniz Jerome Randle'la anlaşıldığında şu açıklamaları yapmıştınız: "Oyuncumuz Jerome Jerry Randle'ın bir önceki sezon gösterdiği başarılı performans üzerine yine bu oyuncu ile anlaşma kararı aldık. Kendisi hem başarılı hem de takım arkadaşları tarafından çok sevilen bir isim. Alternatif isimler üzerinde de durduk ama en yararlı transferimizin Jerome Jerry Randle olacağını düşündük."

Türkiye Kupası'ndan elenince ve lige galibiyetsiz girince Randle bir anda en yararsız transferiniz mi oldu Sayın Başkan?

Sayılarla konuşalım diyorsunuz: Sezon öncesi oynadığımız dokuz hazırlık ve üç Türkiye Kupası maçının on birinde forma giyen Randle 15,5 sayı - 5,6 asist - 2,7 ribaund ortalamaları tutturmuştu. Sayılara önem veriyorsanız, bu istatistiğe yorumunuz nasıl olacak?

Ayrıca oyuncunun Torku Konya maçındaki performansını kötülemek için 21 sayı 1 asist yaptığını söylediniz. Halbuki gerçek öyle değil. TBF'nin 4 dakikalık özetinde bile Randle'ın üç asisti görülüyor. Türkiye'de istatistik tutmayı bilmeyenler sizi de yanıltmış Sayın Başkan.

Kaldı ki maçı tek asistle tamamlamış olsa bile

Torku Konya maçının ilk yarısında fark açılırken,

Anadolu Efes maçının önde gidilen bölümleri,

Ve Fb Ülker maçının geri dönülen bölümlerinde takıma liderlik yapan oyuncu Randle'dı. 

Anadolu Efes maçının son bölümündeki top kayıplarını şöyle düşünmek gerekmez mi: 35 dakika sahada kalmış, yedeği olmayan bir Randle... Karşısında Euroleague sertliğinde oynayan devamlı değişen Doğuş, Draper, Furkan, Cedi... Acaba kadro planlamanızı doğru yapsaydınız, Tutku olmasa bile, Randle'ı yaklaşık 10 dakika dinlendirebilecek bir yedeğiniz olsaydı ve Randle'ı maç sonuna saklasaydınız bu hatalar olur muydu?

Ya da Fb Ülker maçındaki uygulamanıza ne demeli? Maçtan iki gün önce Randle'ın yerine oyuncu getiriyorsunuz ve maça Randle'la çıkıp "hadi maçı kurtar" diyorsunuz. Bu nasıl profesyonellik, nasıl kurumsallık Sayın Başkan?

4) Anadolu Efes maçından bahsederken tecrübe eksikliğine değindiğiniz.

Sayın Hopikoğlu,

Basketbol camiasına göre Türkiye Ligi'nin en iyi şutörü, en düzeyli profesyonellerinden tecrübeli oyuncu Kirk Penney'i neden bıraktınız?

Yerine aldığınız şutör Dwight Hardy ise sadece üç yıllık profesyonel geçmişe sahip (Bunun iki yılı İtalya İkinci Ligi).

Yerine getirdiğiniz oyuncu hem onun hem de takımın tecrübe eksikliğini gidermeye yardımcı olsaydı Randle'ı göndermenize saygı duyarım. Ama siz 2012 mezunu iki yıllık profesyonel kariyeri olan Dee Bost'u tercih ettiniz.

Bu hamleleri yapan siz, şimdi tecrübe eksikliğinden nasıl yakınırsınız?

5) Erzurumlu bir Trabzonsporlu olarak Trabzon dışında yaşayan Trabzonsporlular'ın hasret ve heyecanlarını iyi bilirsiniz. İşte o Trabzonsporlular, dün akşam tarihi anlara şahitlik edemediler. Trabzonspor'un basketbolda Avrupa Kupaları'ndaki ilk maçını seyredemediler. 

Size sayılarla yardımcı olayım: FIBA EuroChallenge'da ilk hafta oynanan 16 maçın 14'ünün TV/internet yayını vardı. Yayınlanmayan iki maçtan biri ne yazık ki Trabzonspor - Atomerömü maçıydı.

Bu konuda Trabzonsporlular'a nasıl bir açıklamanız olacak?

6) Sayın Başkan,

Dün akşamki yayında üzerine kol kanat gerdiğiniz personelinizin iddia edilen sözü yazmadığını dile getirdiniz. Nasıl ki sizde beyan esas, bizde de öyle, size inanmaktan başka çaremiz yok.

Yalnız güzelleştirmeye çalıştığınız ifadeyi tekrar okumanızı rica ederim:

"bir de, trabzon kafasıyla ergenlik birleşince, isminin altına tanım diye klavye dolusu zırva girilen oyuncu..." 

Herkesçe malum bu aşağılayıcı çirkin ifadeden olumlu çıkarımlar yapmaya çalışmak sizce ne kadar ahlakidir? 

Ayrıca "Ulaş'a sordum, yazmadığını söyledi, konu kapanmıştır" sözleri, kurumsallık iddiası taşıyan bir yönetim anlayışıyla nasıl örtüşüyor Sayın Başkan?

7) Dün akşamki programda Genel Menajeriniz Nihat Mala ile ilgili sorulara cevap verirken Genel Menajer pozisyonun gerekliliğini ve görevlerini dile getirdiniz. Bu konuda genel hatlarıyla hemfikiriz. Ancak organizasyon şemasındaki bu pozisyonun görev tanımıyla atadığınız kişi örtüşüyor mu?

Denetleme/Kontrol mekanizmanızı işletirken hangi rasyonel kriterleri dikkate alıyorsunuz? Geçen sezon koyduğunuz play - off hedefini tutturamadınız. Bu sene başında Türkiye Kupası'ndan elendiniz, ki hedefiniz yarı final idi.

Ya sizler, gerçekçi planlama yapmadığınız için yanlış hedefler koyuyorsunuz ya da takımı emanet ettiğiniz bu idari kadro sizin hedeflerinizi karşılamada yetersiz.

Sayın Hopikoğlu,

Bu gerçeği görmeniz için kaç hedefi yerine getirememe başarısızlığı yaşanmalı? 

Yoksa bu başarısızlıkların nedeni de sizi Samsun'daki kupa maçlarında, Acıbadem Üniversitesi'ndeki hazırlık maçlarında vs. yalnız bırakmayan "klavye şövalyeleri" mi?

8) Yine dün akşamki programda takımımızın bütçesinin iddia edildiği kadar yüksek olmadığını açıkladınız. Çok net ifade etmeseniz de bizden düşük bütçeli takım olarak TED Kolejliler ve Eskişehir Basket'i sıraladınız.

Tofaş, İBB, Uşak, Konya ve Gaziantep'in bütçesi Trbzonspor MP'dan daha mı fazla Sayın Başkan?

Danışmanlarınız bu konuda da sizi yanıltmışa benziyor. Rastgele seçeceğiniz birkaç basketbol yazarı veya yorumcusuna sorduğunuzda ligdeki takımların bütçelerini sizinle paylaşacaktır. 

9) Sayın Başkan,

Trabzonsporluluğumuz ve basketbol sevgimizin doğrultusunda takımımızın iyiliği için mücadele ediyoruz. Küçük gördüğünüz ve eleştirilerini umursamadığınız bu gençler satışıyla övündüğünüz kombine biletlerin sahipleri, deplasmanlarda sizin başarınız için takımlarını yalnız bırakmayan Trabzonsporlular'dır.

Kendi takımının yönetici ve idarecileri tarafından Ankara'da darp edilen, Beşiktaş maçında saldırıya uğrayan, Trabzon'daki antrenmanda küfür edilen taraftarlarınız...

Doğru hamlelerinize doğru dedikleri gibi Trabzonspor'un menfaatlerinin zedelendiğini gördüklerinde de yapıcı eleştirilerini yapmaktan çekinmezler. 

Saner Bey başkanken de böyleydi, Mehmet Yiğit Bey başkanken de... Emin olun sizden sonra da öyle olacaktır. Çünkü size ve sponsorunuza değil, Trabzonspor'a sevdalıyız!

Sizi saygıyla selamlarım.

Oğuz ZEYTİN

İstanbul

5/11/2014