Sene 1996. Galatasaray’dan ayrıldıktan sonra Southampton’ı
çalıştırmaya başlayan Graeme Souness bir telefon alır. Telefonun ucundaki isim
o dönemin en başarılı oyuncularından biri olan, Liberyalı milli oyuncu George
Weah’tir. Yani Souness böyle bilmektedir… Weah, Ali Dia diye bir kuzeni
olduğunu, PSG’de oynadığını ve Souness’ın bu oyuncuyu denemesi gerektiğini
söyler. İskoç teknik adam telefonda görüştüğü kişiye inanmıştır ve oyuncuyla
bir aylık sözleşme imzalar… Ali Dia, Southampton’daki ilk ve son maçına 23
Kasım 1996’da Leeds United karşısında çıkar. 32. dakikada Le Tissier’in yerine
oyuna giren oyuncu 53. dakikada oyundan alınır. Maç sonunda Le Tissier, “Onu
sahada izlemek utanç vericiydi” diyecektir… Sonradan anlaşılır ki Souness’ı
George Weah diye arayan kişi Ali Dia’nın okuldan bir arkadaşıdır…
Ali Dia hala Premier Lig’in en kötü transferleri ve
oyuncuları listelerinin başında yer alıyor. Souness’a oynadığı oyun onu ünlü
etmeyi başardı ancak şimdilerde 48 yaşında olan eski futbolcunun adı hep bu
kandırmaca ile anılmaya devam edecek. Ali Dia’nın hikayesinin özeti: yalancının
mumu…  
Trabzonspor’da da bu kandırmacanın bir versiyonunu izliyoruz
bugünlerde. Adaletin peşinde koşacağı söylemleriyle delegeleri ardına alan Trabzonspor
yönetimi, olayı yanlış anlamış olacak ki sadece Adalet ve Kalkınma Partisi’nin
peşinde koşar oldu. Rakiplerini “siyasetin kucağına oturarak kupayı
alamazsınız” diye eleştiren Hacıosmanoğlu, bugün eleştirdiklerinden fazlasını
yapar oldu. “Kupayı nasıl alacağımızı biliyoruz” diyen Hacıosmanoğlu, bugün
hiçbir şey yapmayarak kupanın kendilerine teslim edilmesini bekleyeceklerini
söyler oldu. İki aydır “dünyaca ünlü bir forvet” hayali pazarlayan yönetim,
“yapmam” dediği her şeyin ama her şeyin tersini yapar oldu. Gelecek olan
forvetin parası da zaten ayrı bir tartışma konusu ya neyse…
Zannederim ki bu kadar kısa bir sürede kredisini tüketen
başka bir yönetim daha olmamıştır. Özellikle şike konusundaki durağan tavrın
Sadri Şener yönetiminin başını yediği gerçeği ortadayken, Hacıosmanoğlu’nun bu
rahatlığı, iktidarla kurduğu yakın ilişkilerin kendisini kurtaracağını
düşünmesinden mi bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki taraftarın sabrı
taşmak üzere… UEFA Avrupa Ligi ön elemelerinde Trabzonspor kalitesinin çok
altında olan takımlarla yapılan maçların bir kıstas olamayacağını ligin başında
zaten görmüştük. Akhisar mağlubiyetiyle beraber iyice su yüzüne çıkan eksikler
ve yönetim zafiyetleri artık yan yana… Hepimiz biliyoruz ki taraftarın büyük
çoğunluğu sadece saha içine bakar. Sahada da ite kaka giden Trabzonspor,
Hacıosmanoğlu’na taraftarı kaybettirir… Ki benim için hala öncelik bu değildir
o ayrı…
Velhasıl-ı kelam, yalanlarla başlayan hiçbir ilişki sağlıklı
yürümemiştir, yürümez… Ali Dia’yı Premier Lig tarihinin en fiyasko oyuncusu yapan
kandırmaca, korkarım Hacıosmanoğlu’nu da Trabzonspor tarihinin en fiyasko
başkanı yapacak.
Belki de çoktan yaptı bile…
Zaman gösterecek… 
Gamze Bal
gbal@bordomavi.net