Trabzonspor’un çiçeği burnunda başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu geldiği günden bugüne yaptığı acemiliklerle ve gaflarla Trabzonspor kongre üyeleri tarafından kendisine layık görülen görev için doğru kişi olmadığını kanıtlamış oldu.
 
AKP ve Başbakana olan yakınlığı yüzünden camianın bir kısmının mesafeli durduğu Muharrem Usta’nın seçilmesinden endişe eden delegeler, şayet seçilirse Şike ile mücadelede pasif kalacağı düşüncesiyle İbrahim Hacıosmanoğlu etrafında birleştiler ve büyük bir tuzağın içine düşmüş oldular. Siyasi irade akıllı bir taktikle Trabzonspor delegelerine Usta gösterip Hacıosmanoğlu vurarak kendine en yakın adayı seçtirmiş oldu.
 
Gezi Parkı olaylarına yaklaşımı, AKP mitinginde halkı selamlaması ve en sonunda da dün akşam bir TV programında Şikeciliği TC Mahkemeleri tarafından tescillenmiş olan Mecnun Odyakmaz’a kefil olup Şike yapmadığını iddia etmesi bardağı taşıran son damla oldu.
 
TFF kongresinde ve televizyonlarda doğrudan Şike çetesinin lideri aziz yıldırım’ı hedef alması ama aziz yıldırım’ın Şike yaptığı Mecnun Odyakmaz’dan dostumdur diye bahseden ve kendisinden emin olduğu kadar emin olduğunu söylemesi İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Şike ile değil aziz yıldırım’la mücadele etmeyi düstur edindiğini gösterdi. 
 
Bunun yanında her fırsatta AKP ve Recep Tayyip Erdoğan propagandası yapması, Trabzonspor’u mevcut hükümetin oyuncağı haline getirmesi artık o koltukta oturmaması gerektiğinin bir kanıtıdır.
 
Fatih Tekke ve Tolunay Kafkas olaylarındaki acemilikleri, kendi yöneticileri ile daha yola başlamışken ayrılmak zorunda olması, Eskişehir’de oynarken Trabzonspor’a karşı teşvik primi almış olan Batuhan Karadeniz’i transfer etmiş olması, Trabzonspor aleyhine bahis şikesi yapmış olan Gökdeniz Karadeniz’den kulüp adına borç alacak kadar vurdumduymaz olması, her hangi bir transfer politikasının ya da kulüple ilgili her hangi bir plan ya da programının olmaması, A.Ş. yönetiminin  3 günlüğüne de olsa Kayyum’a devredilme zorunluluğunun doğması da unutulmaması gereken eksiklikleri…
 
Şikecilerin dostu olan, hele hele onlara kefil olan ve Şike yapmadığını iddia eden bir başkan Trabzonspor’un başkanlık koltuğunda oturmamalıdır. Savunduğu kişilerin başkanlık yaptığı camianın Şampiyonluğunu çalmış olduğunu bilmemesi ya da bilmezden gelmesi de Şike ile mücadelesindeki samimiyetsizliğin açık bir göstergesidir.
 
Seçim öncesi verdiği sözlerle ve beyanatlarla tamamen zıt bir görüntü çizen ve derdinin Trabzonspor’un çıkarları olmadığı ayan beyan ortada olan başkanın bir an önce istifa etmesi gerekmektedir. Tüzük gereği Aralık’ta yeni bir seçim bizi beklemektedir ama korkarım ki bu başkanın gitmesi için bırakın Aralık ayını bugün bile çok geç kalınmış bir adımdır.