3 Günlük Ömrü Kaldı...
20.05.2011 Önce Gaziantepspor ciddi ciddi zorladı. Ardından Sivasspor geldi geçti
aynı yoldan. Bursaspor ilk denemede başarılı oldu. Adeta aradan kaçtı.
Sıyrıldı.
Önce Gaziantepspor ciddi ciddi zorladı. Ardından Sivasspor geldi geçti aynı yoldan. Bursaspor ilk denemede başarılı oldu. Adeta aradan kaçtı. Sıyrıldı.
Sonra böyle bir yol olduğunu Türkiye’ye gösteren, hatta belki karaların içinden bir kanal açarak çılgınlık yapan Trabzonspor sahne aldı yeniden.
Tüm gidişat aslında Türk futbolundaki ikinci devrime yelken açmıştı. Trabzonspor’un birinci Anadolu Devrimi aslında kupayı aldığı gün olmuş, sarsmıştı ülkeyi. Ardından 5 defa daha.
Bu seferki devrim sürece yayılmıştı. Gelirleri artan Anadolu Takımları önce har vurup harman savurdular bu paraları. Daha önceleri İstanbul Takımları’na futbolcu satabilmekle sınırlı olan gelir kalemleri yerini yüksek yayın gelirlerine, daha iyi ve kalabalık statlardaki maç gelirlerine ve bahisten gelen gelirlere bırakmıştı.
Anadolu Takımları’nın kaynakları göreceli olarak daha kıt olsa da, en azından bu kaynakları daha iyi, hatta çok daha iyi kullanmaya başlamışlardı. Bunun neticesinde her sene bir Anadolu Takımı zirveyi en az iki İstanbul Takımı’ndan daha gerçekçi sallamaya başladı.
Saltanat devrilme arefesindeydi. Trabzonspor’un tüm bu olan biten üzerine vuracağı hamle, artık ördükleri yüksek duvarların arkasında saklanan ve tüm korkaklıkları ile içeride titreyerek birinin bu duvarı yıkmasını bekleyen sözde büyük, özde zerre kadar olan ağaları devirecek ve Trabzonspor, yeni bir devrimin son savaşçısı olacaktı.
Türk futbolu yeni bir ivme yakalayacak, artık belki de ligdeki her maç ayrı bir zirve mücadelesinin parçası olacaktı.
Bu sezon Kayserispor, Gaziantepspor ve Bursaspor’un, Trabzonspor’un ardında dizilmelerinin ardından belki de seneye bırakın 79 puanı, belki de 70 puan şampiyonluk barajı olacaktı. Sonunda da elbette kazanan Türk futbolu olacak ve belki de 2-3 sene içinde bir Türk Takımı Avrupa’da zirveyi bir kere daha ele geçirecekti.
Bunun adı tam anlamıyla bir devrim olacak ve saltanatlar ayrı ayrı yıkılacak, ligin tapusu İstanbul’a kayıtlı olmayacaktı.
Geçen sezondaki Bursaspor şampiyonluğuna iş kazası muamelesi yapılamayacaktı.
Türk futbolunun bu treni kaçırmasına sadece 3 gün kaldı. Umudun 3 günlük ömrü kaldı.
Trabzonspor seri şampiyonluklar kazandığında o güne kadar paçavrası çıkmış adamları Türkiye’ye getirip yabancı transferi yapan İstanbul Kulüpleri toparlanmak ve bu işi ciddiye almak zorunda kaldılar. Anadolu’dan çıkıp gelen şampiyonun Avrupa Destanları ardından, Türkiye’yi daha fazla kandıramayacaklarını anlayıp mecburen çağ atladılar. Sonunda Türkiye’ye bir Avrupa Kupası geldi.
Trabzonspor sadece Türkiye’deki başarının anahtarını göstermekle kalmadı, Avrupa’da başarının da olanak dahilinde olduğunu ispatladı.
Bu sezon, Anadolu Takımları’nın devrimi, silkelenmesi, İstanbul’u yıkması için çok önemli bir şanstı. Ligin zirvesinin çalışan, üreten herkesin hakkı olduğunu gösterecek ve “bizi şampiyon yapmazlar ki” paranoyası son bulacaktı.
İşte konu Trabzonspor – fenerbahçe rekabeti olduğunda hiddetle Trabzonspor üzerine saldıran basın kuruluşları, basın dernekleri, futbol kurumları, hatta başkanları başka renklere gönül veren Anadolu Takımları’nın gerekçesi buydu.
Hangi renk olursa olsun, bir renk çiftine gönül vermiş hiç bir futbol sevdalısının bir başka takım üzerine ağzına salyalar akıtarak saldırmayacak kadar saygılı olduğunu düşünüyorum. Bu anlamsız saldırıları yapan cerahatın da renk idealizmi ile değil, yaratıkları kağıttan kulelerin ve mevcut statükonun yıkılmasına tepki ile yaşayan organizmalar olduğunu düşünüyorum.
Türkiye, futbolunu ne acıdır ki böyle organizmalara teslim etmiş kaliteli, vasıflı insanları da futbolun “tü kaka” ve cahillerin işi bir eğlence olduğuna inandırmış, her şeyin baştan kurgulanan birer piyes olduğunu kabul ettirmiş...
Tüm pislikleri temizlemek için bir haftasonu kaldı. Trabzonsporlular’ın hiç umudu yok. Son bir kaç ay içinde görgüsüzce, hayasızca, pişkinlikle yapılanlar ile Trabzonsporlular’ın umudu kalmadı artık. Oysa ligde bir hafta daha var ve rakip aslında zor gibi görünen bir deplasmanda. Ama tek bir Trabzonsporlu’nun bile umudu yok o maçtan. Başkanı, hocası, oyuncuları İstanbul Takımları’na gönül vermiş, İstanbul Takımları’na hizmet etmiş bir kulüpten fazlasını beklemeyecek kadar gerçekçi Trabzonsporlular.
Üzülerek görüyorum ki, bu devrimden en çok faydalanacak Anadolu Takımları’nın önemli bir kısmı da, (fenerin son hafta oynayacağı Sivas dahil) şimdiden sarı lacivert kutlamalara hazırlıyor kendini.
İşte o yüzdendir ki diyorum: Türkiye için atılım olacak bu fırsatın cenazesine 3 gün kaldı. Pazar gecesi elbirliği ile defnedeceğiz Türk Futbolu’nu iyileştirecek bir devrim umudunu.
Trabzonspor elbette ki yakın zamanda şampiyonluk yaşayacaktır ama Türk Futbolu için böyle bir şans bir daha kolay gelir mi, onu bilemem işte.
3 günlük ömür...
Çıkmamış candan...
Yok canım sen de!
Tunga LİMAN
tliman@bordomavi.net
Etiketler: