Şimdi Saha İçine Dönüyoruz!
12.03.2011 Daha sürecek belli. Karşılıklı açıklamalar gelecek, meydanda son sözü kim söyleyecek tartışması yaşanacak.
Daha sürecek belli. Karşılıklı açıklamalar gelecek, meydanda son sözü kim söyleyecek tartışması yaşanacak.
Spor medyası Galatasaray ve Beşiktaş’ın yarış dışı kalmasından dolayı kaybettiği ratinglerin peşinden koşacak, bu düelloyu körükleyecek, kullanacak. Yerel basın bir kere daha protestodan beslenecek ve belki de gazetecilikten uzaklaşacak, o da körükleyecek bu süreci.
Bunlara çoktan alıştı futbol takipçileri. Bu arada Burak’ın üstün ve gittikçe yükselen performansı, Umut’un direnişi, Selçuk’un, Egemen’in fedakarlıkları belki çok konuşulmayacak ama bu süreçten ciddi olarak kazançlı çıktığımız bir nokta var ki, onu yadsıyamayız.
Yıllarca Trabzonspor Taraftarı kendine yutturulmaya çalışılan bir hapı zaman zaman içti. Neydi o hap?
“Trabzonspor’u şampiyon yapmazlar. Trabzonspor’a yedirmezler.”
Bu lafı her duyduğumda cevabım aynıdır: “Seni şampiyon yapmıyorlar, sen şampiyon oluyorsun.”
Bu hapı yutmayı kabul etmem, geçmiş Trabzonspor kadrolarına haksızlık yapacağım endişesiyle, mümkün değildir. Zira müzeye 6 şampiyonluk kupası taşıyan o kıymetli ayaklar da en az bugünkü kadar entrikalarla, medyayla uğraşarak, savaşarak kazanmıştır zaferlerini.
Trabzonsporlular’da, söz konusu Fenerbahçe olunca doğan bir endişe özellikle 1996 yılından beri bir özgüvensizlik yaratmıştır. Bu hafta yapılan açıklamalar ise artık bu devri kapatmıştır.
İşte bu bir milattır.
Fenerbahçe, rakibi diğer büyük takımlar olduğunda gösterdiği cevval, becerikli tavrı, Trabzonspor’a karşı gösterememiştir. Hem de neredeyse 1 hafta hazırlandıkları bi toplantıda.
Kesinlikle dağ, fare doğurdu. Onca adam toplanıp, tüm taraftarlar destek oldu. Ortaya çıkan sonuç koca bir rezalet oldu.
Öyle ki, Fenerbahçe’yi parlatma görevindeki medya odakları bile, şaşırdı ve hatta endişe etti. Verilen komik örnekler, 2003, 2006 yıllarında verilmediğini iddia ettikleri fauller, gerçekten de trajikti. Fenerbahçe, yarışta 9 puan farkla gelip dibimize yerleşen özgüveni yüksek bir takım değil de, bu çekirge bir daha sıçrayabilir mi endişesinde bir görünüm sergiledi.
Sezon başından beri her kesimden her türlü övgüyü alan Trabzonspor’un saha içi izdüşümü, saha dışında da kendini gösterdi. Ve Fenerbahçe, uzun süredir belki de ilk kez saha dışında ezildi.
Fenerbahçe’nin yaşadığı travma bir tarafa, Trabzonspor da adeta güven tazeledi.
Şüphesiz ki bu açıklamalar bu amaçlarla yapılmadı. Ortalığı rakibine kaptırmak istemeyen güçlerin bir düellosuydu bu. Fenerbahçe o boşluğu tek başına doldurmaya çalıştı ama Trabzonspor buna “hop” dedi.
Fenerbahçe’nin açıklamaları, belli ki Aziz Yıldırım’ın hiddetiyle, onun ile iyi bir geçmişi ve arkadaşlığı olan Sadri Bey’in yıpratılması üstüne kurgulanmıştı. Sadri Bey’in açıklamaları hedef alınmış, ona bu yüzden yüklenilmişti. Ama bu oyunda açık bir mağlubiyet alan Fenerbahçe Trabzonspor’u iyi takip etmemenin zararını gördü.
Bu hatalardan birincisi, Sadri Bey’in zaman içinde yaptığı açıklamalarının bir kısmının Trabzonspor Taraftarlarınca zaten eleştirildiği gerçeği ama Sadri Bey böyle kabullenilmişti zaten çoktan. Aynı konu üzerindeki ikinci hataları ise Sadri Bey’i Trabzonspor Taraftarları’nın önüne atma çabaları oldu. Zira hala anlayamamışlar ki, Trabzonspor’da Fener’den övgü alan değil, yergi alan kahraman olur.
Burada Fenerbahçe bir kozu iyi kullandı diyebilirim. Anadolu Takımları’nın desteği.
Trabzonspor, uzunca süredir diğer kulüplerle olan iletişiminde çok hata yaptı ve bugün ligdeki pek çok kulüp ile ilişkilerini geliştirmek bir tarafa, bozdu. Kayserispor, Manisaspor, Bursaspor, Gaziantepspor ve Karabükspor...
Bence bize BJK ile GS değil, bu takımların desteği lazımdı. İşte buradan bir yumruk atmayı becerdi Fenerbahçe, o kadar.
Bundan sonra ligde görev yapan hakemlerin işi, kabul edelim ki hiç kolay değil. Ama onlar da bu mesleği kolay diye seçmediler ve zorla da hakemlik yapmıyorlar. Ama en azından bu haftaya kadar Trabzonspor’a oldukça kolay üflenen veya atlanan düdükler, bundan sonra o kadar kolay üflenmeyecek, ya da atlanmayacak. İşte bu da ikinci kazanımıdır Trabzonspor’un.
Şimdiye kadar “bu işleri iyi yapıyor” diye methiyeler düzülen Şekip Mosturoğlu da çaktı bu toplantı ile. Demek ki Trabzonspor’un açıklamaları kimyalarını bozmuş.
Masada kazanmayı öğrenen Fenerbahçe meğer buymuş. Zoru görünce yamulmuş.
Bundan sonra müthiş bir yarış olacak, belli ama Trabzonsporlular artık müthiş bir özgüvenle yürüyecek ve Fenerbahçe bir süre daha kimyasını toplamaya çalışacak.
Trabzonspor’un kazanımları fazla. Umarım ki bunu ciddi başarılara çevirebiliriz.
Şimdi saha içine dönüyoruz Kocaeli’ndeyiz.
Tunga LİMAN
tliman@bordomavi.net 
             
Etiketler: