Hacıosmanoğlu'nun Bıraktığı Enkaz Trabzonspor'un Üzerinden Ne Zaman Kalkar?
17.01.2016 Uğur Sadıkoğlu Yazdı...
Her güzel şeyin bir sonu vardır derler, Trabzonspor geçmiş yıllarında yaptığı planlamaların dışında bir rota belirlemişti İbrahim Hacıosmanoğlu yönetiminin son çeyreğinde... Yıldızlar getirildi astronomik ücretlerle futbolculara Trabzonspor forması giydirildi ve şekil itibariyle Trabzonspor tarihinin en güçlü kadrosunu kurdu. Her şey güzel olacak işler yoluna girecek derken ters giden işler neticesinde takımın balonu umulduğundan çok ama çok erken patladı. Eski yönetim kelle üstüne kelle alıyor takım bir kaostan başka bir kaosun içine yuvarlanıyordu sportif başarıda ve manevi dinamikleri ayakta tutma konusunda dibe vuran Trabzonspor dışarıdan bakıldığında kördüğümlerin içine gizlenmiş karanlık bir tabloyu andırıyordu... 
  Yapılan onlarca yanlış neticesinde İbrahim Hacıosmanoğlu'na son kongrede 4 senede ilk 4'e sokamadığı ,mali yönden dibe vurdurduğu ve tam 6 hocayı tazminatıyla birlikte yolladığı kulübün delegeleri tarafından diyetini ödedildi. Hacıosmanoğlu başkanlık makamını kaybetti ancak kulübü soktuğu ekonomik buhrana rağmen olaylı bir şekilde genel kurulda ibra edildi. 50. Yılda Şampiyonluk parolasıyla girdiği ve başarıyla çıktığı seçimden sonra koltuğu devralan Muharrem Usta 7 Aralık sabahı canlı bombayı kucağında buldu. Her ay kulübün kasasından çıkan net para 20 Milyon T.L.'yi bulunca ilk etapta oyuncu maaşlarında kesinti yoluna başvuruldu ve basit bir maliyeci hesabıyla kulüp harcananların yanında devede pire kalacak kadar meblağı kulüp kasasına konuldu. Kulübün gelecek günleri nasıl olacak tam manasıyla kestirmek zor ancak şahsi öngörülerim 50. Yılda Şampiyonluk hedefinin mevcut koşullarda gerçekleşme ihtimalini binde bir ihtimallerde gezdiriyor. 
  Trabzonspor'u 20 yıl geriye sardığımızda o günlerden bugünlere kadar yaşanan süreçleri hep birbirine benzetirim. 1996 sezonunda kaçırılan şampiyonluğun akabinde şehir-takım-yönetim üçgeninde yaşanan kırılmaların toparlanması tam 8 yıl sürdü. Atay Aktuğ ve Samet Aybaba'nın temelini attığı takım 2004 ve 2005 sezonlarında başarı sayılabilecek bir netice elde etmişti. 2005 yılından 2009 yılına kadar yine heba olan Trabzonspor yıllar sonra bu kez Sadri Şener ve Ersun Yanal'ın çaktığı çivilerle yeniden ayağa kalkmaya başladı Şenol Güneş'in başına geldiği takım 2011 yılında şampiyon oldu bir sonraki sezon yine geçmiş dönemlere göre daha derli toplu bir görüntü çizsede kulüpte kırılmaların yaşanması yine olağandı ve önümüze yeniden karanlık bir tablo çıktı. Bu kez yapılanma kısmını gelenekçi gibi gözüken ancak daha sonra yönetilemeyişin meyvelerini topladığımı İbrahim Hacıosmanoğlu ele aldı. Mustafa Reşit Akçay ile başlayan plansız ve sadece 2011 yılına endekslenen bir macera 6 hoca tazminatına, alınan sayısızca oyuncu ödenen milyonlarca lira bonservis, manevi itibar kaybına sebep oldu akabinde Trabzonspor ne 2005'i yakalayabildi ne de 2011'i yanına bile yaklaşamadık aksine bir kulübü kulüp yapan tüm dinamiklerden uzaklaştık.. Ve bugün Bursaspor mağlubiyeti... 
Skoru veya oyunu hiç konuşmaya gerek yok 4 senelik bir enkaz ortada iken bunun bir anda sihirli değnek değmiş gibi düzelmesi imkan dairesinde mümkün değil. Dünya'nın hiçbir yerinde mali yönden bu denli dibe vuran bir takım kısa olarak değerlendirebileceğimiz zaman diliminde ayağa kalkamaz. Bunun en yakın örneği Beşiktaş. Detaylı bir gözlemleme yeteneğiniz varsa Beşiktaş'ın Yıldırım Demirören'in bıraktığı amiyane tabirle çöplükten bugün nasıl günlere geldiğini görebilirsiniz. Trabzonspor bugün, Beşiktaş'ın o dönem yaşadığı çıkmazlar silsilesinin iki belkide on mislini yaşıyor ve yaşacayacak. İbrahim Hacıosmanoğlu'nun Trabzonspor'un başına geçirdiği ip günü gelince ya gevşeyerek kulübün yakasını bırakacak ya da Trabzonspor'un mecazi anlamda kafasını kopartıp, Türk Futbolunun yakın geçmişinde gördüğümüz Kocaelispor, Ankaragücü, Sakaryaspor olma yoluna itecek. Bu aşamada Trabzonspor'un izleyeceği yol küçülme yoluna gitmekten başka birşey değildir futbolun endüstriyelleştiği İstanbul'un 3 kardeşinin al gülüm ver gülüm ilişkilerinin yanında bu temellerle mücadele etmeye çalışmak yeniden yılları heba etmek olacaktır. Takımın başına getirilecek hocayı tartışmak bile şu aşamada gereksiz zira Trabzonspor'un daha önemli problemleri var. Kamuoyu Aydınlatma Platformuna 3 saatte bir bildirim yapılırken gülen yüzler sadece kısa bir zaman sonra çok farklı bir psikolojiye bürünebilir... Trabzonspor çok büyük bir ihtimalle gelecek sezon Avrupa kupalarına katılsa bile Finansal Fair-Play kriterleri gereği turnuvaya gitme hakkı elde edemeyecek. 
  Ben iyimser olayım beş yıl diyeyim... Bu takımın ayağa kalkması ve istediğimiz futbolu oynarak mevcut ortamda başarılı bir kimliğe bürünebilmesi için en az beş yıla ihtiyacı var.. O beş yıl içerisinde ise basit bir tabirle ne mi olmamalı? 
  Yönetim kesinlikle değişmemeli... 
  Takımın iskelet kadrosu oluşturulmalı... 
  Gelecek sezon başında imza attırılan hoca tam yetkiyle bu iskelet üzerinde asgari 3 yıl çalışmalı mümkünatlar dahilinde takımın ayağa kalktığı dönemi dahi görmeli... 
  Transfer konusu hep ikinci üçüncü planda kalmalı zira ekonominin ayağa kaldırılması çok kelleler alacak ve kopan kelleler Trabzonspor'un başına bela olacak.. 
  Taraftar sabırlı olmalı şampiyonluktan ziyade bu yolun sıkıntılı bir süreç olduğunu kabullenmeli ve kulübe iyi günde kötü günde bağlılık sloganını hayata tam manasıyla geçirmelidir... 
Trabzonspor yönetimi taraftara mavi boncuk dağıtmadan, hayalleri bir kenara iterek futbolun realitesine yaklaşmalı tamamen popülist bir seçim sloganı olan 50. Yılda Şampiyonluk mottosunu değiştirip planlı programlı ve sonuç odaklı olarak günü kurtarma operasyonundan ziyade uzun bir döneme yapılacak listesini yaymalı taraftar, yönetim ve takım üçgenini iyi oturtmalıyız yoksa bizleri bu sahneden silmek isteyenlerin dilekleri yakın gelecekte gerçekleşecek ve hiçbir şey yapamadan Trabzonspor'un kayıp gidişini izleyeceğiz...
Etiketler: