Futbolun Kardeşlik ve Barış Demek Olduğunu Şimdi mi Anladınız?
06.04.2015 Cumartesi akşamı tüm ülke gündemine bomba gibi düşen bir haberle sallandı Türkiye.. Fenerbahçe otobüsüne kimliği belirsiz kişilerce menfur bir saldırı düzenlendi..
Bunun akabinde sosyal medya ve ulusal basında Trabzon ve Trabzonspor eksenli kin kusmak ve bu olayı şike davasına bağlayarak bir nevi suçu suçla örtmek gibi organize yayınlar yapıldı.
Türk futbolunun dün akşam silahların gölgesinde kaldığından yakınanlar Milli takım kampında Gökhan Töre isimli futbolcunun takım arkadaşının ağzına silah dayamasıyla ilgili dün akşam konuştukları kadar konuşabildiler mi? Sizlerin yabancı olduğu bir durum değilki bu neden bu kadar şaşırdınız ey satılık kalemler.. Sizden ala fanatiğin olmadığını içinde bir gram vicdanı olan herkes bilir ama sizin fanatikliğiniz iki renge değil tek renge o renkte herkesin bildiği üzere dünyanın her yerinde omurgası olmayanların boynuna tasmayı geçiren yeşil. Dolar mı Euro mu Türk Lirası mı o kadarına giremeyeceğim zira şikenin Türk Lirasıyla yapıldığına hep birlikte şahit olmuştuk ama bu sünepelerin tasmalarını tutmak için bozuk para bile kullansanız karakterlerinin buna yabancılık çekeceğini zannetmiyorum.
Türk futbolunda şiddet ortamını doğuranlar dün akşam Fenerbahçe'ye sıkılan kurşunun Türk futboluna hatta ve hatta kendilerine sıkıldığını ileri sürdüler. Sanki Türkiye'de herşey güllük gülistanlık ilerlerken, futbolun içinde hiçbir problem olmazken hakem odaları basılmazken, asrın şikeleri teşvikleri yapılmazken, Milli Takımın birinci kalecisi döneminde bir basın mensubuna  seni evinden aldırırım  demezken dün akşamki kurşun bir anda ülkemizin futboluna kara bir leke olarak düşmüştür. Tüm bu güzellikleri bir kurşun veya taş gölgelemiştir. Kendi polisini taşla sopayla kovalayanlar, kamu malı olan benzin istasyonlarını gözleri kapalı şekilde ateşe verip milyonların hayatını tehlikeye atanlar bir futbol müsabakasının skoruna kızıp takımlarının kalecisini Jeep'inde tartaklayanlar, Bağdat Caddesi olarak nitelendirdiğimiz ve İstanbul'un medeniyet merkezi olarak tasvir edilen yerde rakip takımın Lisanslı ürünlerinin satıldığı mağazada orman yangının küçüğünü çıkartanlar bugün Türk futbolunun Fenerbahçe otobüsüne atılan kurşun veya taşla karanlığa sürüklendiğini söylemekte ve mağdur edebiyatı yapmaktadırlar.
Gülüyoruz.. Üzülüyoruz.. Ama en çokta sizin ahlak, şeref ve haysiyet noksanlığı yaşamanızdan dolayı ailenize acıyoruz..
Türk futbolunda nefretin tohumlarını Trabzonspor değil sayısızca yerel ve Uluslararası mahkemeden tescilli şikenin üstüne oturarak para ve itibar kaygısı için gücün, kuvvetin Fenerbahçe'nin tarafını tutanlar 2011 yılından itibaren ekmeye başlamışlardır. Tohumunu kendi eken filizine ağlarmı yahu? Ne ekersen onu biçersin atalarımız ne zaman şaşırmışta bu konuda şaşırsınlar...
Dün akşam yapılan olay isterse bir organize suç örgütü isterse basit bir taraftar tarafından yapılmış olsun fail veya faillerinin yakalanması  insan  olarak en büyük temennimdir. Bizler insanlığımızın önüne bu dünyada hiçbir olguyu koymayız ve o minvalde yaşarız. Ama sizlerin insanlığı 2010-2011 Sezonunda oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik suçunu işlediği sabit olan Aziz Yıldırım ve şike çetesinin canına kastettiği Mustafa abiyi konuşmaya yetmez. Çünkü sizlerin insanlığı, insandan daha aşağı olan hayvanlar alemindeki canlıları bile etkileyemeyecek vasıflarla donatılmış içi dışı yeşil sermayeyle dolu olan katı bir vicdan kaplamasından ibarettir.
Silahların, tehditlerin bilimum ahlaksızlıkların ve namussuzlukların gölgesinde varlığını sürdüren Türk futbolu ve yöneticilerinin vasıfsızlıkları paraya tamah eden kişilikleri yüzünden futbolumuz bu hallere gelmiştir. Bunu tarafsızca muhakeme yeteneği olan her birey kolaylıkla anlayabilecektir. Trabzon şehrine 'yeryüzünden silinmeli' bunların yatacak yeri yok gibi nitelemeler yapanların uluslararası düzeyde silah satıcısı olan bir kulüp başkanlarının olması nasıl bir tezatlıktır çözebilen varsa beri gelsin. 
Türk futbolunda sorunun merkezine inmek istiyorsanız Emre Belözoğlu gibi şahısların her maç anne ve aile eksenli olarak rakip takım futbolcularına teknik heyetine söylediği kelimeleri, hakemleri parmağıyla tehdit ettiği görüntüleri izleyerek başlayan. Cinsel uzvunu tutarak basın toplantısında, gazetecilere gider yapan Milli takım sorumlusunu tartışarak başlayın. 
Trabzon'la uğraşmayın, Trabzonspor'la uğraşırsanız hem birey olarak hem kulüp olarak altında kalır ezilirsiniz. Ağır gelir size delikanlıyla uğraşmak erkek gibi mücadele etmek, adamlık size uzak bir vasıftır biliriz ya kız gibi sahadan kaçarsınız ya müfteriler gibi maçlardan sonra iftiralar atarsınız yada 3 yaşında çocuğun bile yapmayacağı şekilde kul hakkı yiyerek insanların emeklerinin devlet eliyle zayii edilmesine vesil olursunuz. Şampiyonluğunuçaldığınız  takım 2011 yılında bu yana sizinle Avni Aker'de 4 kez maç oynamış ve bu 4 maçtada dün akşamki olaya benzer hiçbir durum yaşanmamıştır. Bizler delikanlı gibi konuşmayı delikanlı gibi davranmayı adam gibi yaşamayı dik durmayı kendisine misyon edinen bir camianın çocuklarıyız. 
Türk futbolunu kurtarmak istiyorsanız önce kendi bağırsaklarınızı temizleyin. Evladınız muamelesi yaptığınız insanları televizyonlarda konuşmaktan çekinmeyin. İnsanlık suçu işleyenleri yargılamaktan korkmayın.
Bu sadece bir oyunsa bu oyun için 7 maçta şike yaparak dünya futbol tarihine geçenleri konuşmaktan korkmayın.
Biraz namuslu olun. Birazcık şerefli olun. İçinizde biraz adamlık varsa tarafsız ve şeffaf olun.
Türk futbolunun gerçek namussuzlarını konuşun.
Tabii eğer tasmanızı gevşetebilir ve adamlık eksenine bir nebze olsun yaklaşabilirseniz.
Dürüst ve insanlık vasıflarını taşıyan Fenerbahçe camiasının tüm mensuplarına geçmiş olsun diliyorum.