04.03.2015 Yazının başlığındaki tüm kelimelerin detaylıca etimolojisini yapsak ve ruhuna inmeye çalışsak zannedersem Mehmet Ekici’nin sahada yaptıklarını yine tam manasıyla karşılayacak bir söz öbeği bulamayız.
Sayfalarca yazılar yazmış, projeler teslim etmiş birisi olarak ilkokuldan bu yana süregelen yazarlık kariyerimin belkide en heyecanlı ve en istekli satırlarını kaleme alıyorum.. Bir adamdan bahsediyorum bu adam öyle bir adam ki sahada topu ayağına aldığında yüreği bordo mavi renkler için çarpan herkesi yüzünde bir tebessüm beliriyorum.. O adam ki kaleyi cepheden veya çaprazdan gören herhangi bir nokta olsun meşin yuvarlağı çimenlere koyduğunda karşısında bulunan kaleci dahil tüm rakip oyuncuları titreten bir adam! Yerden göğe kadar aldığı her kuruşun hakkını anasının sütü gibi veren üstelik bunu sadece oynadığı futbolla değil, karakteriyle sahadaki azmiyle pes etmek bilmeyen enerjisiyle Trabzonspor’un ruhunu tek başına takım arkadaşlarına itici bir güç olurmuşçasına yeniden ortaya çıkaran bir komutan gibi yapıyor.. Bu adama ne yazılır ne söylenir sahadaki hırsı, azmi ve bilgeliği nasıl anlatılır senelerdir futbol seyreden birisi olarak tam manasıyla bilemiyorum fakat gördüğüm ilk yerde her Trabzonspor taraftarının yapmak isteyeceği ve yapacağı şekilde alnının ortasından öpüp yürekten, kocaman bir teşekkür edeceğim.
Mehmet Ekici sadece teknik anlamda ele alınabilecek bir oyuncu asla değil ben onun mücadelesinde gördüğüm ruhu uzun zamandır Trabzonspor forması giyen herhangi bir futbolcuda malesef göremedim. Doğal olarakta bu hırs benide hırslandırdı ve artık serbest vuruş kazandığımızda bende en az onun kadar sevinmeye başladım! Karabükspor müsabakasını izlerken öyle mücadeleler yaşandıki sahada bazen bağıra çağıra ona sesimi duyurmaya dahi çalıştım.. Ne yapıyor dedim bu adam böyle çıldırmış olmalı.. Birilerinin umrunda olmayan, Trabzonspor için kılını dahi kıpırdatmaya üşenen insanların olduğu bir dönemde Trabzonspor için sahada varını yoğunu ortaya koyan bir adam görüyorum gözlerim doluyor ayaklarım titriyor... 
Peleponnes topraklarının Leonidas’ı gibi savaşıyor bu adam sahada. Daha şimdiden adına besteler yapılan Trabzon’da mahalle aralarında lastik ayakkabılarla topa vuran çocukların dilinden düşmeyen birisi küllerinden doğuyor Avni Aker’in o buğulu, karamsar ama bir o kadarda umut besleyen bordo mavi ateşin yangın gibi körüklediği yüreklerde.. Her zaman 10 numara eksikliğini hisseden Trabzonspor artık bu eksikliği farklı mevkilerde hissetmeye şimdiden başlayabilir zira bu çocuğun durmaya niyeti yok gibi.. Kendi çabası ve özverisiyle yayın etrafında bir yığın adamın arasına girip yine aynı ustalıkla kazandığı frikiği her zaman farklı bir estetikle filelere yollamak her yiğidin harcı olmasa gerek.
Mehmet Ekici belki bir gün Trabzon’u terkeder kim bilir ama bu vedanın jübileyle gerçekleşmesini eminimki her Trabzonsporlu bir diğerinden daha fazla ister. Umuyorum hatta ummak istiyorum transferde Mehmet Ekici gibi bir yeteneği Trabzonspor’a kazandıranlar sözlerini yemezlerde Ekici’ye haksızlık yapmayarak onu takımda tutmayı başarabilirler zira aksi bir durumda geri dönüşler çok zor olacaktır her takımın maç içinde bir dinamit edasıyla patlayacak, oyun olarak dibe vurulduğunda alev gibi parlayacak oyuncuya ihtiyacı vardır Trabzonspor’un Mehmet Ekici gibi bir yeteneği kazanıp hiç bir şey olmamış gibi sus pus oturarak kaybetme lüksü ise kesinlikle ama kesinlikle yoktur.. Yıllık veya aylık değil bu çocukla saat başı bile sözleşme yapılır be kardeşim.. Trabzonspor’un gelecek sezon kuracağı iskeletin omurgası artık ayan beyan meydandadır. Planlamalar hedefler takımın sistemi yapılanma artık her ne haltsa ne yapılıyorsa nasıl yapılacağı kimin üzerine inşa edileceğide Trabzonspor’un en alt zerresinden en üstte bulunan bireyine kadar herkesin gözünün önünde durmaktadır. Sahaya yüreğini koyan düşmanla çarpışıyormuş gibi 84 ruhunu yeni jenerasyon diye tabir ettiğimiz Trabzonsporlulara saha içinde ve saha dışında gösteren Mehmet Ekici’nin değerini bilelim. Tarlaların ekildiği bu düzende bizim Ekici’miz olan Mehmet’in hırsına hırs katmak bu armaya gönül veren her taraftarın boynunun borcudur. 
Ben artık bu adama Leonidas diyeceğim sebebini az çok izah etmeye çalıştım fakat yarım metre yükseklikten göğüs üstü yere çakılıp hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp devam eden adama ne diyeyim? Futbolcu mu diyeyim insan mı diyeyim? Onada artık siz karar verin.. 
Leonidas’ınızın, yılmayan savaşçınızın, yıkılmayan Mehmet'inizin değerini bilin Trabzonsporlular böylesi belki 30 belki 40 yılda bir!