Basketbol Takımına Bakış
11.12.2014 Oğuz Zeytin yazdı...
ORTAYA KARIŞIK
1) Forumda, Twitter'da ve dünkü maçın anlatımında denk geldim. Yunus, Alper, Nusret'in ilk beş başlaması Marshall, Velickovic ve Lawal'ın kenardan gelmesine şaşıran, bu durumu eleştiren yorumlar okudum.
Dostlar: "Başlayan beşten ziyade bitiren beş önemlidir!"
Uyumlu beşi aramak, savunma-hücum dengesini oluşturmak, Lawal'ı maç başında alması muhtemel faullerden korumak, benchi kuvvetlendirmek gibi birçok mantıklı neden sayabilirim Markovic'in tercihini destekleyecek.
Karşıyaka maçında Alper başladı da kaç dakika süre aldı: 4!
Peki, kenardan gelen Can? 22!
Marshall? 32!
Velickovic? 23!
Lawal? 26!
Dün akşamki Cluj Napoca maçında da ilk beş başlayan Yunus 10 dakikada 5 faul alarak oynamamayı tercih ederken Can 28 ve Marshall 26 dakika parkede kaldı kenardan gelerek. 
Demek ki başlayan beş çok da önemli değil eğer ki birbiriyle uyumlu isimler bir arada ise!
Sezon öncesi değerlendirmemde Hakan Hoca'yı bekleyen en önemli sorunun ROTASYONU AYARLAMAK olduğunu yazmıştım ( http://www.bordomavi.net/index.php?p...rinti& hid=3457 ). 
*
2) Rotasyon konusuna tabir-i caizse takmış durumdayım. Çünkü salı-cumartesi-salı takviminde oyuncuları optimum süre ve rollerde kullanmak lazım. 
İşbu noktada, yerli nitelik ve de niceliğinden şikayet ederken bizler, Nusret aldığı sürelerin hakkını verdi. Velcikovic'i dinlendirecek bir PF ihtiyacımız olduğu gerçeği buz gibi ortadayken Nusret Markovic'in gözüne girdi. Çekişmeli geçen Atomerömü ve Karşıyaka maçlarının kritik anlarda Velickovic'i yanına çağıran Markovic Nusret'e güvendi. Dün ise Velickovic dinlendirilirken Nusret sahada en fazla kalan oyuncumuzdu. Yetenekleri sınırlı da olsa savunmaya kattığı enerji, ribaundlara el sokması, korkmadan çembere yüklenmesi ve hepsinden önemlisi topla hareket edebilen tek uzunumuz olması Nusret'in artıları.
Nusret bu şansı kullanırken Can Korkmaz ve Yunus neler yapıyor? Hemen söyleyeyim: Misal, Yunus dün akşam 10 dakikada 5 faul ve 2 anlamsız top kaybı yaptı.
Can Korkmaz ise geçen seneki sakatlıktan kaynaklanan bir tedirginlik mi yaşıyor diye soruyorum kendime? Geçen seneyi hatırlarsak, savunmacısını geçip çembere gidip ya bitirirdi ya da Cooley'i beslerdi. Şutuna güvenirdi. Peki ya şimdi? Sanki turuncu topu eline ilk kez almışcasına acemi bir görüntüsü var.
3) Velickovic Meselesi...
Savunmada yumuşak, üstünden rahatlıkla hücum ribaundu veren, hücumda temastan kaçan... 
Markovic'in göreve gelmesiyle oynadığı üç maçtaki şut performansındaki düşüşe bakalım:
7/20 (%35) iki sayılık
1/10 (%10) üç sayılık
Bu üç maçtaki sayı ortalaması 7,0.
Yoğun maç trafiğinde en fazla süre alan oyuncumuz Velickovic'ti, yorgunluğa bağlı bir düşüş normaldir.
Ancak... Hakan Hoca'nın sisteminde (sakatlığını atlatıp takıma katılsaydı Tutku'yla birlikte) iki esas adamdan biriydi. En fazla top kullanan oyuncumuz Velickovic'ti. Markovic'le birlikte top artık daha çok kısaların elinde. Hardy ve Marshall daha çok top kullanıyor. Bu geçişle birlikte Velickovic yeni rolünü kabullenirse, Nusret'in rekabetiyle performansını yukarıya çekebilir. Fakat küserse bizi büyük bir sorun bekliyor demektir.
4) Lawal: Trabzon Hava Kuvvetleri 
Karşıyaka maçına smaçları, blokları, hücum ribaundlaryla damga vurdu. Böyle atletik bir uzun tribünde seyredene keyif verir. Ya koçuna? 
Blok kovalamaktan savunma pozisyonu alamayan,
Tepeye çıkan uzunu kovalamayan,
Box out yaparken her maç 1-2 ucuz loose ball foul alan bir uzun her koç için soru işareti taşır.
Çembere yakın yerlerde etkili. Peki onu o bölgede kim buluşturacak: İşte Can Altıntığ! Post up'ı çok gelişmiş değil ama pick and roll oynayabilirsek Karşıyaka maçındaki gibi faydalı olacak.
5) Kısaların birebiri ve Lawal üzerinden oynanacak ikili oyunları en iyi şekilde kullanabilmemiz için
* Spacing
* Bost & Can Altıntığ'ın tempoyu ayarlaması
* Uzunların screene doğru anda çıkması çok önemli. 
Böylece yarı saha yerleşimimiz, hareket (kat/penetre) alanı, boş şut ve pas trafiği en iyi düzeye ulaşabilir.
6) Geldiğini öğrendiğimizde tecrübesizliği ve menajerlik şirketinden dolayı Markovic'e soğuk baksam da objektif araştırmalarımızda hücumcu bir koç olduğunu görmüştük.
Çıktığı dört maçın üçünde 90'ları aşmamız hücumdaki gelişimin göstergesidir. Bu dört maçtaki rakipler elbette belirleyici değildir. Ancak başlı başına Karşıyaka maçı bile önemlidir. Karşıyaka, ligde oynadığı 8 maçın 6'sında rakiplerini 70 sayının altında tutuyordu. Böyle bir takıma 91 sayı atmak küçümsenemez.
Yalnız burada değinmemiz gereken bir nokta daha var. Hakan Hoca'nın kendi zamanında dile getirdiği düşük dış şut yüzdemizi yukarılara çekmemiz gerek. Düşünsenize, Karşıyaka'ya 91 sayı atarken üç sayı çizgisi gerisinden sadece 3 isabetimiz vardı.
Hem Bost hem de Can Altıntığ'ın istikrarlı şutunun olmaması büyük handikap. Hardy'nin de bir maç iyi atıp bir maç çember dövdüğünü unutmamak lazım. Bu sorunu aşmak için şut idmanları yeterli olmayabilir. Randle'a tercih edilen ve transferinde hoş olmayan ciddi iddialar dile getirilen Bost yerine şut tehdidi olan bir PG düşünülebiliriz zaman içerisinde.
7) EuroChallenge'daki ilk yıl tecrübemizde zayıf rakiplerle eşleşmek büyük şanstı. Deplasmanlarımız ulaşım açısından iyiydi. Ayrıca maç sayısı yoğunluğunu da düşünürsek geçişi fazla yıpranmadan tamamlıyoruz.
Asıl mücadele Top 16'da... Çapraz E ve G gruplarından Nanterre ve Le Mans'ın gelmesini şahsen istemem. H grubunda ise Enisey Krasnoyarks'la eşleşmek demek aktarmalarla dolu uzun süre uçuş demek... Gelecek hafta oynanacak maçlar sonunda rakiplerimiz belli olacak. İnşallah hayırlısı olur.
8) Transferini muhtemelen kamuoyundan gelecek tepkilerden çekindikleri için duyurmadıkları Hasan Yiğit Seçkin olayının arka planında yatanları çıkıp dürüstçe anlatmalılar. Son dört yılda TB2L'de sadece 18 maç oynamış, Bölgesel Lig'de sadece 5 dk ortalamayla görev yapmış bir oyuncuyu hangi kriterlere dayanarak EuroChallenge'da gözünü yukarılara dikmiş bir kadroya dahil ettiler? Bu hamle altyapıdaki çocuklara yapılmış büyük bir yanlıştır.
9) Caner Şentürk nerede? Kadro dışıysa neden? Kurumsallık sözcüğünü dilinden düşürmeyen yöneticilerimiz kurumsallığın ŞEFFAFLIK ilkesine göre taraftarlarını aydınlatma lütfunda bulunurlarsa kendimizi şanslı sayar, bahtiyar oluruz.
10) TBL yolculuğumuzda 100. maç geldi çattı. Trabzon'da basketbol için dönüm noktalarından biridir bu maç. Dilerim şehirde gerekli organizasyon yapılır.
Oğuz ZEYTİN
Not: Yazı 10.12.2014 tarihlidir.
Etiketler: