Trabzonspor M.P. : Ulusal Basın ve Halkla İlişkiler
20.11.2014 "Takımımız 2010 yılında Beko BL'ne çıktığından beri basketbol camiasında olumsuz haberlerle anılıyor."
Takımımız 2010 yılında Beko BL'ne çıktığından beri basketbol camiasında olumsuz haberlerle anılıyor. Kamuoyundaki imajı da bu yönde. İşin kötüsü, birkaç işini bilmez yönetici ve profesyonel yüzünden ulu Trabzonspor çınarı zarar görüyor.
Hatırlayalım ve bugün idare mevkilerinde olup o dönemleri bilmeyenlere hatırlatalım: 
*Evren Büker ödeme sorunundan dolayı Denizli'deki kampı terketmişti. 
*Türk Telekom maçında Doğan Hakyemez'in rakip takım yetkilileriyle kavgası haklı galibiyetimize gölge düşürmüştü.
*İyi müşterisi olduğumuz menajerlik şirketinin kulübü mahkemeye vermesi ve transfer yasaklarıyla tanışmamız...
*Eski oyuncularına ve teknik kadrosuna borçlu bir takım olmamız... Vs. vs.
Trabzon'un, basketbol merkezleri İstanbul, Ankara, Bursa gibi şehirlere uzak olması yaptığı doğru icraatların da görünmemesine neden oluyor. Futbolda hoca gönderip hoca getirecek güce sahip meşhur Trabzon basınının (!) ise basketbol takımına ne kadar ilgi gösterdiğini hepimiz biliyoruz! Bizler bu açığı kapatmak amacıyla büyük bir samimiyetle takımımızla ilgili gelişmeleri önce kendi taraftarımıza, ardından basketbol camiasının diğer unsurlarına duyurmaya gayret ediyoruz. Malumunuzdur ki, amatör ruhla yaptıklarımız imkanlarımız dahilindedir. 
En somut örneği bugün takımlarını Eskişehir'e kaptıran Edirneli basketbolseverlerle Sinan Erdem'de yaşanan gerginliklerden sonra ilişkilerimizi düzeltmemizdir. Cengiz Çubukçu Ağabeyimiz'in öncülüğünde Olin Edirneli taraftarların ileri gelenleriyle irtibat kurmuştuk. Biz orada defalarca maçımızı izledik, dostça muhabbet ettik, en iyi şekilde ağırlandık. Nihayetinde onlar da Edirne'den Trabzon'a deplasman turu düzenlediler. Yazılarımıza kendi internet sayfalarında yer verdiler. 
Şahsen bizim dostluğumuzdaki en önemli kazanım aslında Trabzonspor hanesine yazılmıştır. Farklı takım taraftarlarının Trabzonspor'a ve Trabzon şehrine bakış açısının olumlu şekilde değiştiğine şahit olduk. İşte, bu vesileyle, genellikle olumsuz haberlere konu olan Trabzonspor algısının değişmesine naçizane katkıda bulunduk.
Bizler taraftar olarak, yöneticilerimizi elbette eleştireceğiz. Gayemiz Trabzonspor'un menfaatlerinin korunması ve Trabzonsporlular'ın mutluluğu için çalışmalarını teşvik etmektir. Aslında buradaki hata yöneticilerdedir. Az sayıdaki basketbol taraftarını kendilerine muhalif ve hatta düşman gibi görme bakış açısını terkedip onları bu organizasyonun paydaşı olarak değerlendirmeliler.
Yıllar önce Beobasket menajerlik şirketine dikkat çektiğim yazılarımdan sonra bir tane yöneticimiz demedi ki "Ne anlatmaya çalışıyorsun, gel bildiklerini paylaş"... Altar Tunçkol hatasından bizim uyarımız sayesinde döndüler. Sonraki tercihlerinde uyarılarımızı dikkate almadılar ve ardından hata yaptıklarını kendileri itiraf ettiler. Lakin geç kalmışlardı. Basketbolun oynandığı her yerde serbest olan, rakibi etkilemek amacıyla çalınan kornaları/borazanları Trabzon'da yasaklayanları gördük. Bunun Avrupa'daki örneklerini gösterdiğimizde aldığımız karşılık küfür oldu. 
(Yalnız istisnalar olmuştur, haklarını teslim etmemiz gerek. Onlar eski koordinatörümüz Osman Arz, eski koçumuz Tolga Öngören ve eski kondisyonerimiz Gürbüz Gürbüzoğulları'dır).
Asıl meseleye geleyim... Trabzonspor basketbol branşında tarihinde ilk kez Avrupa Kupaları oynadı. Karadeniz Bölgesi'nin en büyük markası, ülkenin ikinci spor dalında böylesine önemli bir maça çıkıyor ancak maçı yayınlanmıyor. Daha da vahimi, ülke basınında yazan basketbol kalemleri bu maça dair bir satır karalayamamıştır. 
Geçmiş geride kaldı, ders çıkarıp önümüze bakmak lazım. Gelecek hafta oynayacağımız Magnofit GK maçının yayını için kesinlikle bir televizyon kanalıyla anlaşılmalı.
Ve Kaan Kural, Gökhan Türe, Gökhan German, Mete Aktaş, Orkun Çolakoğlu, Nejat Sayman, Bülend Karpat, Can İşbakan, Necip Kapanlı, Avni Küpeli, Merve Toy, Ender Bilgin, İsmet Badem, Ahmet Dedeoğlu, Murat Murathanoğlu... vb. gibi ulusal çapta basketbol yayıncılığı ve yazarlığı yapan isimleri Trabzon'a davet etmeliler. A takımdan alt yapıya kadar yapılan çalışmalar tek tek anlatılmalı. Tesislerimiz gezdirilmeli. Gelecek planlarından bahsedilmeli. Gerekirse fikirleri alınmalı. O ki kurumsallaşmadan bahsediliyor, kamu ile ilişkilerin yönetimi (Popüler deyimiyle PR) es geçilemez. Normal koşullarda sezon başında yapılması gereken bu "Medya Günü" için geç kalınmış sayılmaz.
Ertesi gün gazetelerde ve internet sitelerinde Trabzonspor'la ilgili olumlu birkaç şey yazılır. Transfer yasağı haberlerinden bıktık, belki işe yarar.
NOT: Bu yazı 13.11.2014 tarihinde yazılmıştır.
Oğuz ZEYTİN
Etiketler: