Muhteşem bir maçtı. R. Madrid - Efes maçından sonra bu sezonun en heyecanlı maçıydı benim için. Baskonia maçını seyretmeyi unuttum.
Teknik açıdan Maccabi'yi durdurmanın yolu, hızını kesmek. Ya iyi şut sokacaksınız ya hücum ribaundu zorlayacaksınız ya da tam sahada karşılayacaksınız. İlk çeyrek Maccabi tempo yapacak alanı buldu, şut soktu, topu uzuna indirdi. O salonda bir çeyrekte 28 sayı atmak, her takımın harcı değil. Sonra ne değişti de Maccabi yavaşladı? Papapetrou! Kısalar geçilse bile Papapetrou yardım savunmasını yukarı çekti. Hem çemberi korudu hem de köşe şutlarına el kaldırdı. Grigonis'in şutu yerine Papapetrou'nun savunmasını (Dört tane de üçlük geldi) tercih etti Ataman. Tam o anda Sloukas devreye girdi. Arka arkaya üç şut soktu yanlış hatırlamıyorsam. Kasti faulle birlikte maçın yönü değişti.
Yalnız Avrupa'da en beğendiğim iki uzunun (Nebo ve Lessort) kapışması da muazzamdı. Geri adım atmadı ikisi de.
Ve... Giannis'in kardeşinin vurduğu blok, bütün maçın stresinin boşalma anıydı. Zaten PAO tarafı fitili ateşlemişti. Hakemler atmosferden çok etkilenmedi açıkçası, en azından oyuncular kadar. Maccabi'nin handikabı, kadroda Yunan veya Sırp olmaması. ABDliler balon gibi uçtu. Geçen sezon Punter'ın faka basması gibi...
Diğer bir husus Ataman'ın dar rotasyon becerisi. Adam yedi kişiyle kupalar aldı Efes'ten önce. Efes'te elindeki kadromun hakkını vermişti, orası ayrı. Kyle Guy - Nunn değişikliği hariç sezon başı kadrosuyla geldi buraya. Hernangomez'den faydalanamadı. Papapetrou sakattı. Bir de Vildoza... NBA öncesi Baskonia düzeyine Ataman'la çıkabilirdi. Sloukas'la değil de Grant ile oynasa daha verimli olur. Vildoza & Grant başlayıp, Sloukas & Nunn'ı kenardan getirebilirler. Oynatan - atan, hücum - savunma dengelerini kağıt üzerinde böyle sağlayabilirler.